ALMANYA'DA MÜSLÜMANLAR
17.01.2015 18:20
Tarihsel Bakış (1739-1945)
Almanya'da yaşayan müslümanlar uzun yıllardan beri süren
Almanya'daki islamî hayattan malesef haberi yok. Aşağıdaki makale bu konu
hakkında bizleri az da olsun bilgilendirecektir. Yapılan araştırma 1739-1945
yılları arasını kapsamaktadır. İniş ve çıkışlarıyla Almanya, elbette ki biz
müslümanlara da etki etmiştir. Kısaca Almanya'da ki Müslümanların tarihi
şöyledir:
1. Almanya'da İslam:
Federal Almanya'da yaşayan Müslümanların sayııs şu anda 4 milyon
civarındadır. Bunlardan takriben 500.000'i eski Yugoslavya mültecilerinden
Boşnak ve Kosovalilar; 500.000'i Kuzey Afrika ve Ortadoğu Müslümanlarıdir.
Almanya'da yaşayan Müslüman Türklerin sayısı ise yaklaşık olarak 2.500.000
civarindadır. Bu insanlar sadece Almanya'da yaşıyor olmakla kalmamiş
Almanya'nın önemli bir parçasını oluşturmuşlardır.
Son zamanlarda ise Müslümanların dini, kültürel ve sosyal
ihtiyacları toplum sorunu olarak politikacılara ve de kiliselere iletilmeye
başlandı.. Alman halkı da göçeden Müslümanların gerçekten nekadar dinlerine
bağlı olduklarını ve değer verdiklerini anladı...
Tarihe bir göz attığımızda Müslümanların Almanya'ya ilk olarak
1965-1975 yılları arasında gelmediği, bundan yıllar önce, monarşi devrinde
Prusya Krali I. Friedrich Wilhelm zamanında da Müslümanların bu topraklarda
varlığı görülmektedir.
Yine de Alman İslam tarihini Alman-İslam hareketinden ayırmak
gerekir. En son hareket 777 yılında Büyük Karl'in (Karl der Große) hükümdarlık
zamanında Paderborn'a Cordoba Emiri tarafından sürülen Saragossa valisi
Süleyman El-Arabi'yi kabul etmesi ve yardımlaşma antlaşması imzalaması ile
yapılmiştır. Ondört yıl sonra ise Abbasî halifesi Harun Reşit ile Frankonya
Kralı arasında efsanevî ilişkiler tarihe geçmiştir.
Tarihî Sürec:
Buna rağmen Alman-İslam tarihinin başlangıcı yaklaşık 260 yıl
öncesinde Kurland dukasının (Herzog von Kurland) yirmi "uzun cesur"
Türk'ü Prusya Krali I. Friedrich Wilhelm'in (1713-1740) emrine vermesine
dayanır. Kral 1739 senesinde Potsdam'da bu yirmi Türk için "yeni asker
kilisesi" yakınlarında bir camii yaptırır. Kral, çevresindeki bu
Müslümanların dinlerinin icap ettirdiği vazifelerini yerine getirmelerine değer
veriyordu. I. Friedrich Wilhelm zamanında oluşan bu ilk Müslüman cemaati
Alman-İslam tarihinde önemli bir yer sahibi olmuştur; ta ki 1934 yılında Paul
von Hindenburg'un ölümüne kadar da bu önemini korumuştur.
Prusya-Almanya Müslümanları 7 ve 8 Şubat 1807 tarihinde Büyük
Friedrich'in emri altında gerek tüccar, gerek diplomat, araştırmacı, ilim adamı
ve yazar olarak hem memleketleri Almanya'yı hem de dinleri İslam'ı savunmak
amacı ile Napolyon'a karşı cephe aldılar. Kendilerini doğu ve batıyı birbirine
bağlayan bir köprü olarak kabul ediyorlardı...
Almanya Imparatorluğu (Deutsches Reich) zamanında 31 Mayıs 1933 de
kurulan bir dernek "Verein islamischer Weltkongreß Deutschland"
(Almanya islamî dünya kongre derneği) ülke capında yaşayan tüm islamî
cemiyetleri kendi bünyesinde toplamıştı. Kendisini 1739 dan itibaren kralın
yardımıyla oluşan cemiyetler geleneğinin bir mirascısı olarak nitelendiriyordu.
1927 yılında Berlin'de kurulan İslam-Arşiv-Almanya Merkez Enstitüsü
dosyalarında Prusya ve daha sonra ki Almanya'da Müslüman cemaatlar dört
kategoriye ayrılmıştır (1739-1985). Bu kategoriler aşağıda mümkün olduğu kadar
ele alınmaya çalısılacaktır:
İlk cemiyetin kuruluşu:
Prusya Krallığındaki Müslümanların hukuksal hakları o zaman ki
kralın bizzat şu sözleri ile yürürlüğe girmiştir: "Görevimiz bizzat İslam
Dinini korumak ve uygulanmasısını sağlamak; ayrıca Müslümanların geleneklerini
ayni şekilde devam ettirmelerine kolaylık sağlamaktır."
1740 yılında 2. Friedrich'in yanına gelen bir görevlinin:
"Protestan bir kent olan Frankfurt/Oder'de yaşayan bir katoliğin orada ki
normal halkın sahip olduğu tüm yasal haklara sahip olma hakkı var mıdır?"
sorusu üzerine kral: "Bütün dinler aynıdır ve güzeldir. Tabii ki eğer o
dine mensup olan insanlar doğru, samimi ve haysiyetli iseler... Eğer Türkler
buraya gelip burada kalmak isterlerse, biz onlar için camiiler inşaa
ederiz." şeklinde cevap vermiştir.
Ve büyük Friedrich'in girişimleriyle Prusya Ordusuna Müslüman
birlikler de yerleştirilmiştir:
-1760 tarihinde Almanya'da İslam tarihi açısından önemli bir
gelişme oldu. Osmanli Sultanı'nın Prusya ile aralarındaki dostluktan dolayı Rus
ordusuna savaş açacağı söylentileri Rusya'da yayılmaya başladı. Bu sebeple Rus
ordusunda bulunan çok sayıda ki Müslüman asker taraf değistirerek Prusya'ya
katıldı. Ve daha sonra Boşnak ve Arnavut Müslümanlardan oluşan bir birlik
oluşturularak başlarına Osman isimli bir teğmen getirildi.
-1772 yılında Batı Prusya Polonya'yı işgal edince, orada yaşayan
Müslüman Tatarlar Prusya Ordusuna kendi istekleri ile katılmışlardı. 23 Ağustos
1775 yılında da kral, Tatar Müslümanlar için din ve vicdan hürriyeti, ayni
zamanda istedikleri yere yerleşme imkanı sağlamış ve ayrıca küçük askerî
birlikler kurmalarına da izin vermiştir. Uzun yıllar süren Prusya-Fransa
savaşında Napolyon ilk yenilgisini 1807 yılında almıştı. Bu harpte göze çarpan
Prusya'ya sonradan katılan Müslüman askerlerin gayretleriydi. Söylentilere göre
Müslümanlar bu yüksek gayretlerini kralın kendilerine verdiği değer ve
yaşantılarına göstermiş olduğu saygıya bağlıyorlardı.
-Alman topraklarında Müslümanların ilk sahip oldukları mülkiyet bir
mezarlık idi. 29 Ekim 1798 de Berlin'de ikamet eden Osmanli elçisi Aziz Efendi
vefat edince Kral 4. Friedrich Wilhelm, onun için bir arsa alıp Osmanlı
Devletine bir mezarlık yaptırması için hibe etmiştir.
Almanya'daki ilk İslam cemaatleşmesinden önce 1686-1698 seneleri
arasında Almanya'nin esir aldiği bine yakın Türk askeri bu topraklarda yaşamış
ve daha sonra bir kısmı bu memlekette kalarak hiristiyan olmuş ya da coğunluğu
kendi memleketlerine geri dönmüşlerdir. Bu söylentilere rağmen yine de elimizde
bu Türklerin nihayeti hakkında kesin bilgi mevcut değildir.
İkinci cemiyetin kuruluşu:
Birinci dünya harbinden sonra Wünsdorf'ta Berlin'li Müslümanlar
için bir camii inşaa edildi. Berlin'de o yıllar 41 ülkeden Müslümanlar ikamet
ediyordu ve Berlin İslam Cemiyeti adı altında toplanmişlardı... Fakat 1924
yılında Wünsdorf Camii yıkılma tehlikesi sebebiyle kapatılmıştır. Ve 1925-1926
senesinde de yıktırılmıştır.
1922 yılında Hind'li İmam Sadrettin Berlin-Charlottenburg'da ilk
Alman-İslam cemiyetini kurmuştur. Bu cemaat iki sene sonra
Berlin-Wilmersdorf'da bir camii inşaa ettirmiş ve camii 1945 yılına kadar İslam
hayatının merkezi olmuştur. 1930'dan sonra cemiyetin ismi Alman Müslüman
Toplumu olarak degiştirilmiş ve daha sonraları gayr-i müslimler de bu teşkilata
üye olmuşlardır.
Yine 1927'de Berlin'de İslam-Arşiv Almanya Merkezi kurulmuştur. Bu
teşkilat şu anda da Soest şehrinde çalışmalarına devam etmektedir.
-1932'de iki cemiyet daha kurulmuştur:
a) Rusya'dan iltica eden 60 kadar Müslüman, Alman Müslümanlarla
birlikte İslam Dünya Kongresi'nin bir şubesini açtılar.
b) Yine bu şubenin katkılarıyla ilk İslam-Eğitim Merkezi olan
"Islam Kollegium" kuruldu. Bu eğitim merkezi faaliyetlerine Müslüman
öğrencilere İslam din dersleri vererek devam etti.
O yıllarda takriben 300 Alman Müslüman olmuştu. Bu sayı bir ara
1000'e kadar çıkmış fakat ne yazık ki çoğu ikinci dünya harbinde yaşamlarını
yitirdiler. Kalanların çoğu ise İslam memleketlerine göç etmek zorunda kaldı.
1947 yılında Alman Müslümanların sayısı 150'ye kadar düştü.
Hitler dönemindeki müslümanlar
İslam Arşiv'indeki 3000'e yakın dökumanı incelendikten sonra ancak
şunlar söylenebilir:
-Alman Imparatorluğu zamanında bu topraklarda yaklaşık 3000
Müslüman yaşıyordu ve bunların yaklaşık 300'ü Alman idi. O zamanın en büyük
teşkilatı 167 üyesi ile Berlin'deki İslam Birliği idi. İkinci sırada 48 üyesi
ile Alman Müslüman Toplumu geliyordu. Islam Dünya Kongresi ise 35 üyesi ile
üçüncü sırada bulunuyordu.
-Alman asıllı Müslümanlar hiçbir zaman NSDAP (Hitler'in ırkcı
partisi) ideolojisini benimsememişler ve bu sebeple baskı altında
tutulmuşlardır. Ve yukarıda değinildiği gibi çoğu göç etmek zorunda kalmıştır.
-Bu ırkçı ideolojinin bir başka kurbanları da Bosna'dan gelen
Müslüman olmuş beyaz cingenelerdi. Ne yazık ki bu Müslümanlarda yahudilerle
ayni kaderi yaşamışlardır...
Allah'tan tüm bu Müslümanlar için rahmet ve kalanların da bir an
önce olayların şuuruna erişmesini diliyoruz...
Kommentare
Kommentar veröffentlichen