Ehl-i Sünnet




Ehl-i Sünnet’in üç temel özelliği vardır (Salih Aydın*):

1. Özellik Cemaatçilik (Gemeinschaft): Bütün sahabeye şayan kabul eder ve hepsinden faydalanmaya çalışır. Bir bütün olarak cemaate ve ümmetin hepsine saygı duymak, Müslümanların hepsini kardeş bilme, onlarla bir birlik ve “ümmet” oluşturma, onlarla dostluk ilişkisi geliştirme. Sahabe ve onlardan sonra gelenlerden olabildiğince faydalanma gerekir ve onların tümüne saygı duymak. Hz. Ali (ra.) ile Hz. Osman (ra.) arasında fark görmek ya da Hz. Ayşe (ra.) ile Hz. Fatma (ra.) arasında fark görmek marjinal bir tutumdur. Onun için Ehl-i Sünnetin yaygın olduğu yerlerde çocuklara “Ali Osman” ismi verilmiştir. Bu adlandırmanın anlamı, Hz. Osman’ın kanını dava ederek saltanata yol arayan zihniyetle, Hz. Ali ve evladının kanını dava ederek iktidara kapı aralamak isteyen anlayışa karşı çıkmak demektir. Hz. Peygamber’in (sav.) bir grup arkadaşlarını insanüstü varlık gibi masum kişiler olarak lanse eden anlayış da Ehl-i Sünnete tersdir.

2. Özellik Müsamahakârlık (Toleranz): “Kişi inkâr etmedikçe kâfir olmaz”, “Ehl-i kıble tekfir olunmaz”, “Tevil eden tekfir olunmaz” ve benzeri şekillerde ifade olunan yüksek müsamaha da Ehl-i Sünnetin ikinci ayırıcı özelliğidir. Ehl-i Sünnet anlayışına göre mümin kişi büyük ve kesin haramları işlediğinde ne kâfir olur, ne de ara bir yerdedir (beyn el menzile), o, günahkâr bir mümin (fâsık) durumuna düşer.

3. Özellik İtidal (Mittlerer Weg): Ehl-i Sünnet hep orta yolu bulmaya çalışır ve aşırılıklardan uzaktır. Dengelilik ve orta yol özelliği de Ehl-i Sünneti Ehl-i Sünnet yapan en önemli özelliklerdendir.

Bu üç özelliği bulunduran akımlar ve ekoller olabileceği gibi bunlardan yalnızca ikisini veya sadece birisini bulunduran akımlar da söz konusudur. Üç prensibi de bulunduranları da gerçek Ehl-i Sünnet saymak gerektiğini, bu özellikleri bulundurmamakla birlikte kendini Ehl-i Sünnet addedenlerin gerçek anlamda Ehl-i Sünnet değil, daha çok bu tanımlamayı kullanan gruplar olduğu söylenmelidir. Ötekine hayat hakkı tanımamayı hayat felsefesi edinen bazı modern gruplar, kendilerini Ehl-i Sünnet ve’l Cemaatin merkezinde görebilmektedirler. Ehl-i Beyt gibi, Selef-i Sâlihîn gibi- Ehl-i Sünnet gibi kavramları kullananlarla, bu değerlere sahip olanlar, bilimsel kriterlerle ayır edilmediği için bu kavram kargaşası ve zihin karışıklığı devam etmektedir.


* Salih Aydın’ın “Ehl-i Sünnet Kurucu Prensipleri” makalesinden alıntıdır.

Kommentare