Eş'arilik


Prof. Dr. Sönmez Kutlu'nun "Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'in Anlamı, Oluşum Süreci, Siyasi, Toplumsal ve Fikrî Çerçevesi" adlı makalesinden alıntıdır:

Eş'arilik, İslam düşünce tarihinde 10. ve 11. yüzyıllarda, Ebû'l Hasan el-Eş'arî'nin fikirleri etrafında oluşmuş kelâmî bir düşünce ekolüdür.

İlk Abbâsî halifelerden Mansur ve Me'mûn döneminde Yunan fizikçi ve filozofların eserlerinin tercüme edilmesiyle yabanci din ve kültürlere ait değerler İslam düşüncesine sızmaya başlamış ve Müslümanların zihinlerinde cevaplandırılması gereken pek çok soru işaretine sebep olmuştur. İslam akılcılığı olarak bilinen Mu'tezile, 7. yüzyılın başlarında bu sorunların çözümleriyle ilgilenen sistematik bir düşünce hareketi olarak ortaya çıktı. Onlar, inanç ve ilkelerini akli temellere dayandırmayı amaçlıyordu. Bu tutumları, onları, aklı, hakikatın tek kaynağı olarak görmeye götürdü.Kelâmî tartışmalara bu mantıkla baktıklarından Allah'ın soyut mutlak varlığı dışında sıfatlarının olmadığını söyleyerek onu tanımlanamaz bir evrenselliğe ve soyut bir birliğe indiregeldiler. Ehl-i Sünnet  çevrelerinde onların aşırı akılcılığına karşı güçlü bir tepki gelişti. Gelenekçi tavriyla ve metin merkezli yaklaşımıyla bilinen Ahmed bin Hanbel'in başını çektiği ehl-i hadis ve Zâhirilik gibi ekollerin güçlenmesine sebep oldu. 
Halife Me'mûn döneminde Mu'tezile'nin kelâmî görüşleri, özellikle Kur'an'ın yaratılmışlığı fikri, insanlara ve dönemin alimlerine zorla benimsetilmek istendi. Mu'teziliye gösterilen tepki öyle bir hâle geldi ki, Kur'an'ın müteşabih ayetleri dahi zâhiri anlamlarıyla açıklanmaya başlandı. 

Ebû'l Hasan el-Eş'arî 873 yılında Basra'da doğmuş, 936'da Bağdat'ta vefat etmiştir. Eş'ari'nin hocası Mu'tezilili bir âlimdi. Kendisi kırk yaşına kadar Mu'tezile görüşlerini savunmuştur. Daha sonra Mu'tezilî görüşlere açıkça karşı çıkmış ve önce Ahmed b. Hanbel öncülüğünde hadislere ağırlık veren bir oluşumun içinde yer almıştır. Eş'arî'nin Mu'tezile'nin özellikle Kur'an'ın yaratılmış olduğu, insanın kendi fiilerinin yaratıcı olduğu ve Allah'ın görülemiyeceği şeklindeki fikirlerine karşı çıktığı ve bu sebepten Mu'tezilî görüşleri terk ettiği bilinmektedir. 
Eş'ari Basra'dan Bağdat'a gitti ve orada fikirlerini yaymaya başladı. 

Eş'ari'nin iki farklı fikrî merhalesi olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi Mu'tezilî olduğu dönemdir. İkincisi ise Ahmed b. Hanbel'in fikirlerinden ayrılıp İbn Küllâb'ın yolundan giderek orta yolu bulmaya çalıştığı dönemdir. Eş'ari' bir çok eserleri kelam ilmine karşı olan kesme, özellikle de Hanbellilere karşı kaleme almış ve kelamla uğraşmanın fıkıhla uğraşmak kadar meşru ve dinî olduğunu ispatlamaya çalışmıştır. 

Eş'arilik, tarihi süreç içerisinde değişim ve dönüşümler yaşadı, Gazzâlî dönemine kadarki birinci döneme Mütekaddimin dönemi, Gazzâlî'den sonraki döneme ise, Müteahhirin dönemi dendi. Birinci dönemde Eş'arilik, daha çok Mu'tezile ve Bâtiniliğe karşı mücadele etti. Aristo felsefesini, zaman zaman eleştirerek ondan bağımsız bir metot geliştirmeye çalıştı. İkince dönemde Gazzâlî ile birlikte Eş'arilikte köklü değişiklikler yaşandı. O bir taraftan Aristo'dan etkilenen İslam Meşşâî felsefesine eleştiriler yöneltirken diğer taraftan Aristo mantığını İslam bilimler arasına soktu. Eş'arilikteki asıl kırılma, Gazzâlî'nin tasavvufa kapılarını açmasıyla yaşandı. 

Eş'arilik, kelâmî çercevesinin dışına çıkarak bazen Mu'teziliye, bazen Sûfîliğe, bazen Meşşâiliğe bazen de İşrâkiliğe, bazen de hadis taraftarlığına doğru gidip geldi, Maturîdilik  ise, kelâmî çerçevede kalmayı başardı.

Kommentare