İnanç Krizleri




Şaban Ali Düzgün'ün makalesinden alıntıdır:

- İman, insanın bilme ve bağlanma yetilerinin aktif olarak çalıştırıldığı bir sürecin sonunda gerçekleşir. Bilmek için zihinsel, bağlanmak için ise kalbı bir sürecin işlemesi gerekir. Zihin ve kalp üzerinden insanı iman etmeye çağıran dinin de bu süreçleri çok iyi analiz eden ve insana ulaştıran bir din dili geliştirmesi gerekir.
Bu anlamda din dili iknai bir dildir. Bu ikna dili, zorlamayı ve otorite kullanımını dışlar. Akletme yetenekleri çalışan bir insanın inanmasını ve inandığının gereğini yapmasını sağlayacak dili geliştirememiş bir dinin, kendi içinde sürekli çatışmalar yaşayan çift kutuplu kişilikler yaratma ihtimali oldukça yüksektir.
Bunu önlemenin yolu olarak Kur'an, inancın objektif ilkelere/bilgisel temele oturtulmasını ister. "Yaşayan da ölen de bir delil üzere bulunsun. " (8/Enfal, 42) diyen ve "Allah'tan başka ilah olmadığına ilişkin inancımızı bilgi zemininde inşa etmemizi" talep eden (47 /Muhammed, 19) Kur'an ayetleri ; bir yandan inancın bu bilgi zeminine dikkat çekerken , diğer yandan da bu inancın aktarımını ve paylaşımını sağlayacak dilin temel karakterine atıfta bulunmaktadır.

- Dinin mütekamil halini temsil eden İslam'ın, (5 /Maide, 3) bukemalin doğal sonucu olarak, yüzyılların birikimiyle entelektüel yeteneklerini daha iyı kullanmaya başlayan zihinlere kolayca ulaşması beklenirdi. Ama durumun hiç de bu doğallığın gerektirdiği gibi olmadığı ortadadır. 
lslam ümmetinin, Allah'ın kendilerini Müslüman olarak adlandırmasını (22/Hacc , 78) yeterli bulmayıp parçalara ayrılması; her parçanın kendini yüceltip (30/Rüm, 32) diğerlerine tahakküme kalkması; ümmetinin ihtilafını (farklı düşüncelerde olma/çeşitlilik) rahmet olarak gören nebevi beyanı içselleştirememiş kabile kültürünün (hamiyye) hakimiyetı, gibi tezahürler, zihni ve kalbi açık bu insanlara Kur'an mesajının ulaşmasını engelleyen bariyerlerden sadece bir kısmıdır.
Bu gibi olumsuzlukların yarattığı kriz anlarında doğru soruyu sormak önemlidir. Kanaatimce, insanların inanç krizine ilişkin şu soru doğru bir sorudur: İnanç, düşünce, eylem, vs. boyutlarıyla zor zamanlar geçiren insanlar, hangi referans noktalarına ağırlık vererek bu krizi aşabilir İslam toplumu tarihte benzer krizleri ; Kur'an mesajını nesnel bilgi zemininde inşa eden bir düşünce geliştirerek; herkese güvenılir bir yaşam alanı açan ahlaki erdemlere hayat hakkı tanıyarak ve bunları insanların zihnine ve kalbine taşıyacak iknai bir dil geliştirerek aşmıştır. 
Tarihte gerçekleşen bir olayın tekrar gerçekleme imkanına Kur'an mesülat (2/Bakara, 2 14) terimiyle işarette bulunmaktadır. Bilgi, değer ve entelektüalitenin , onlara değer verenleri daha da değerli hale getiren bu mesülattan olduğundan hıç şüphe yoktur.
Son olarak, "Zorluğun kolaylığı içinde barındırdığı" (94 / Inşirah, 5) yönündeki ilahi beyan , ne kadar derin olursa olsun, krizden çıkış yolu arayan her akl-ı selim sahibine ihtiyaç duyduğu 'kurtuluş' reçetesini sunmaktadır.

Kommentare