Dârü'l-Erkâm


Dârü'l-Erkâm'ın Seçilme Sebepleri  

Bu ev aynı zamanda "Daru'l-İslam '' ismi ile de anılmaktadır.
El-Erkâm bin Ebi'I-Erkâm Mahzum kabilesi mensubu, on sekiz yaşlarında eşiyle birlikte 16.  Müslüman olan ve bunu ailesinden gizleyen bir gençtir. Mekke'de işkence ve baskıların arttığı bir sırada Hz. Muhammed (s.a.v.)'i din eğitimi ve öğretimi çalışmalarını sürdürmesi için evine davet etmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.) bu evde kaldığı müddetçe (İslam'ın daha açıktan ilan edilmediği zaman) sahabeye namaz kıldırmış, insanları burada dine davet etmiş, kendisiyle görüşmek isteyenleri burada kabul etmiş, İslam'ın esas ve prensiplerini burada öğretmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)'in bu evi tercih etmesinin sebebi hakkında çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Darü'l-Erkâm Kabe'nin yakınındaki Safa tepesi yanlarında bulunmaktadır.  Merkezi bir konuma sahip olduğu için yabancılar bu istikametden sık sık geçerlerdi. Darü'l-Erkâm aynı zamanda Kureyş'in Kabe civarındaki toplandıkları Daru'n-Nedve'yi her an gözetlemeye müsait bir noktada inşa edilmişti. Dolayısıyla çok stratejik önemi vardı ve evin genişliği yeni Müslümanların tamamını içine alabilecek şekilde olması, Hz. Peygamber'in bu mekanı tercih etmesinde etkili olmuştur. Yapı itibarı ile, yani iç mimarisiyle ev böyle bir işe çok elverişliydi. Güzel bir bahçesi, büyük bir salonu vardı. O gün özellikle cemaatle namaz kılmak için, böyle bir salona gerçekten ihtiyaç vardı. Unutmayalım ki, Hz. Ömer'in nübüvetin 6. yılında Müslüman olduğunda, onun 129. Müslüman olduğu söylenir ve o an için Erkâm'ın evinde 39 talebe olduğu rivayet edilir. Demek ki, Erkâm'ın evinde en az bu kadar kişi bir arada bulunma imkanına sahip olabiliyorlardı. 
Evin sahibi Erkâm, Mahzûm oğullarına mensup bir gençti, kureyşliler, asla Müslümanların bu kabiliye mensup birinin evinde toplandıklarını tahmin etmezlerdi, zaten Hz. Ömer'in iman edişine kadar da etmediler. Mahzûm kabilesi tümden Peygamberimize karşı düşmanlık besliyorlardı. Kendi kabilelerinden Erkâm'ın Müslüman olduğuna kimse ihtimal vermez, hele hele evini Müslümanlar için medrese yapacağını hiç tahmin etmezlerdi. Hz. Ömer Müslüman olasıya kadar Mekkeliler Müslümanların bir yerlerde toplandıklarını şüpheleniyorlar ama bu yerin neresi olduğnu bir türlü tespit edemiyorlardı, çünkü hiç kimsenin aklına 18 yaşlarında Erkâm'ın evini böyle bir şey için açacağını tahmin etmiyordu. Çünkü asabiyetin en üst düzeyde olduğu bir toplumda amcalarının ve ailesinin düşman olduğu bir davanın mensuplarının böyle bir evde eğitim göreceklerini düşünemiyorlardı. Rasulullah (s.a.v) yaşadığı toplumun bu özelliğini bildiği için adeta Fıravun'un sarayında yetişen Musa misali, o günün Fıravun'un mensup olduğu ailenin evinde risaletin yiğitlerini yetiştiriyordu. 


Buraya Alınan Talebelerin Özellikleri


Rasulullah'ın özel davetine muhattab olmuş Daru'l-Erkâm'ın 45 talebesi vardı.
Bu noktada mevcut siyer kitaplarımızın bir yanılgısına da değinmek yerinde olacaktır. Genelde Rasulullah'ın Mekke yılları söz konusu olunca siyer kitaplarının birçoğu, o dönemi ikiye ayırır: "gizli ve açık davet dönemleri" diye nitelendirirler. Ama o yılları iyice tahlil ettiğimiz zaman görürüz ki, orta da gizli ve açık davet değil, özel ve genel bir davet vardır ya da başka bir ifade ile bireysel ve kitlesel davet vardır. 
Özel ile gizli çok farklı bir durumdur. Gizli davet, sırren yapılır, kimselerin görmemelerine dikkat edilir, ama muhattabın kimliğine bakılmaz, kim olursa olsun ortamı değerlendirerek davete muhtap olarak kabul edilir. Özel davet ise, içerisinde bir gizlilik barındırsa da, bu davette muhatabın kimliği çok önemlidir. Herkes değil, sadece seçilenler davet edilir. Dolayısıyla Rasululullah'ın Darü'l-Erkâm'daki ilk yılları, bir gizli davet yılları değil, özel davet yıllarıdır.
Bu 45 mümtaz şahsiyet Nübüvvetin 6. yılında Hz. Ömer'in de bu kutlu evde İslam'a girişine kadarki sürede vahyin ilk talebeleri olmuşlar ve ümmetin kemik kadrosunu oluşturmuşlardır. Hz. Ömer'in müslüman oluşuyla birlikte faaliyetlerini gizli sürdüren Darü'l-Erkâm'ın varlığı da açığa çıkmış böylece ortadan kaldırılmasa da maalesef eski işlevini yavaş yavaş yitirmiştir.  
İlk 45 talebe üzerinden genel bir değerlendirme yapıldığında Rasulullah'ın bu kadroyu alalâde değil, özenle seçerek böyle bir eğitimden geçirdiği de fark edilecektir: 
Erkam'ın evini oluşturan ilk 45 talebeden 32'si erkek 13'ü kadındır. 34'ü zengin, 11'i ise fakirdir. 16 ayrı aileye mensup talebe bulunmaktadır. 31'i hür, 7'si mevali, geri kalan 7'si de köledir. 
Belâzurî'nin tesbitine göre o dönemde Mekke'de okuma-yazma bilen insan sayısı sadece 17 iken, Darü'l Erkam'ın 10 talebesi okuma-yazma bilmektedir. Evin yaş ortalaması ise takriben 25-28 arasıdır. Rasûlullah Efendimiz'in "Bana gençliğin yardımı lutfedildi" demesinden de anlaşılıyor ki, bu pek seçkin ve genç kadro İslam davası adına Peygamberimizin sırtındaki yükü biraz olsun sırtlanmış, Daru'l Erkam'da ise bu zorlu görev için hazırlanmışlardır.

Kaynak: Muhammed Emin Yıldırım: "Nebevi Eğitim Modeli Darü'l-Erkâm - Vahyin Nuzül Sürecinde Şahsiyet Eğitimi", Siyer Yayınları, İstanbul (2016)

Kommentare